Banka ve Kredi Kartlarının Haksız Kullanımı, Bankanın Sorumluluğu

 

Gelişen teknoloji ile birlikte nakit para kullanımı azalmış ve toplum ihtiyacı daha pratik ve kolay olan dijital kartlara yönelmiştir. Nakit olarak taşınması risk teşkil edebilecek paralar ile işlem yapmaya olanak sağlaması ve bütün işlemlerin kayıt altına alınması nedeniyle güvenlik açısından görece daha az tehlike yaratan bu sistem ticari ve sosyal hayatta adeta devrim niteliğinde değişikliklere yol açmıştır. Ancak ne var ki, teknolojiye dayalı her şeyde olduğu gibi alınan güvenlik önlemlerine karşın kolayca manipüle edilebilen ve yönlendirilebilen bir sistem olması bu teknoloji ile birlikte hukuki sorunları da beraberinde getirmiştir. Banka ve Kredi Kartlarının Haksız Kullanımı, günümüzde çok sık rastlanan bir durumdur. Tarihteki yerine bakıldığından henüz çok yeni olan kart teknolojisi 2006 yılında yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu ile hükme bağlanmıştır. Söz konusu kanunun 12. maddesi kartın haksız kullanımı ve sigortalanması ile ilgilidir. Bu maddeye göre;

“Kartın ya da 16 ncı maddede belirtilen bilgilerin kaybolması veya çalınması halinde kart hamili, yapacağı bildirimden önceki yirmi dört saat içinde gerçekleşen hukuka aykırı kullanımdan doğan zararlardan yüz elli Yeni Türk Lirası ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Hukuka aykırı kullanımın,hamilin ağır ihmaline veya kastına dayanması veya bildirimin yapılmaması hallerinde bu sınır uygulanmaz. Kart çıkaran kuruluş, yapılacak talep ve ilgili sigorta prim bedelinin ödenmesi koşulu ile kart hamilinin birinci fıkrada belirtilen yüzelli Yeni Türk Lirası tutarındaki sorumluluğunun sigortalanmasını sağlamakla yükümlüdür. Kartların sigortalanması ve sorumluluğun paylaşılmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.”

İlk fıkrada, kartın kaybolması yada çalınması durumunda kart sahibinin bildirimde bulunması halinde 24 saat içinde gerçekleşen kullanımdan doğan zararın yalnızca 150 TL ile sınırlı olarak sorumluluk öngörülmekte, istisna olarak da haksız kullanımın kart sahibinin ağır ihmal ya da kastına dayanması durumunda bu sorumluluğun uygulanmayacağı belirtilmektedir.

İkinci fıkrada ise kart çıkaran kuruluşun kart sahibi tarafından talep ve prim ödemelerinin gerçekleştiği durumunda belirtilen sorumluluğun sigortalanacağını bildirmiş, söz konusu hüküm 2007 yılında çıkarılan yönetmelik ile hükme bağlanmıştır.

Kanunun amacı kartlı ödeme sistemlerine karşı güveni sağlamak ve haksız kullanımı azaltmaktır.

Banka ve Kredi Kartlarının Haksız Kullanımı, geçerli kartın hukuka aykırı olarak kullanımı ve sahte ya da zarar görmüş bir kartın kullanımı olarak ikiye ayrılır. Geçerli kart, bir kartın yasal olabilmesi için içermesi gereken şartlar(geçerlilik yeri, geçerlilik süresi vb.) unsurları içeren karttır. Haksız kullanımı ise bizzat kart sahibi tarafından yapılabileceği gibi üçüncü bir kişi tarafından da gerçekleştirilebilmektedir. Kart sahibinin haksız kullanımından kısaca bahsetmek gerekirse:

-         Kart sahibinin gerçeğe aykırı olarak kayıp/çalıntı bildiriminde bulunması

-         Geçerlilik süresi dolan kartı kullanması

-         İş yerleri ile anlaşarak sisteme aykırı kullanması

Bunların dışında kart kullanımında kimlik belgesi istenmediğinden dolayı üçüncü kişi tarafından haksız kullanım da uygulamada çokça görülmektedir.

Kartın kayıp ya da çalıntı durumunu yetkililere bildirmemek kart sahibinin sorumluluğuna yol açmaktadır.Yetkisiz kullanım Borçlar Kanunu md. 49 vd. hükümlerince haksız fiil niteliği taşımaktadır. Bundan dolayı sorumluluk yetkisiz kullananda kabul edilir.Kullanan kişinin kim olduğu saptanamadığı durumlarda sorumluluk şartlara göre değerlendirilir. 5464 sayılı kanun uyarınca kart bilgilerinin (şifre, kod vb.)kaybolması ya da çalınması durumunda kart sahibi, bildirim yaptığı takdirde, 24 saat içinde gerçekleşen hukuka aykırı kullanımdan doğan zarardan 150,00 TL ile sınırlı olmak üzere sorumludur. (ağır ihmal ya da kart sahibinin kastı istisnadır.) 24 saat sınırı kart sahibinin derhal bildirimde bulunmasını sağlamak için eklenmiştir. Bildirimden önceki 24 saatlik dönem içerisinde yapılan harcamalardan 150,00 TL’lik kısım için kart sahibi, 150,00 TL ’yi aşan kısım için kural olarak kartın ait olduğu şirket sorumludur. 24 saatten daha önceki dönemde haksız kullanımdan doğan sorumluluk ise, kural olarak tamamen kart hamiline aittir. İstisna olarak, kusurları varsa üye iş yerinin ve/veya kart kuruluşunun da sorumluluğu gündeme gelebilir. Örneğin, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi ’nin 27.02.2007 tarihli kararına konu olan olayda, kart hamili, çalıntı bildirimini, harcama yapıldıktan (haksız kullanımdan)iki gün sonra bildirmiş olmasına ve hamil, kart limiti içerisinde sorumluluğu üstlenmesine rağmen, bankanın, limit aşımı yapılarak gerçekleştirilen harcamaya provizyon vermiş olması nedeniyle, limiti aşan kısım için borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, yüksek mahkeme, limiti aşan kısma provizyon vermekle bankanın kusurlu olduğunu kabul etmiştir.

Ağır ihmal ve kast, her bir olayda özel olarak incelenir. Kart sahibinin kalabalık yerde açık olarak unutup ayrılması, kartın üzerine şifrenin yazılması gibi durumlar ağır ihmal sayılmıştır.

Bildirimden sonraki dönem için ise, kart kuruluşu sorumlu olacaktır.

Kayıp/Çalıntı Bildiriminin Muhatabı, Şekli ve İspatı

Muhatap kart çıkaran kuruluştur. Bu anlamda kolluk kuvvetlerine idari ve adli birimlere yapılan şikayetler bildirim sayılmaz. Bildirimin şekil şartı yoktur. Genel olarak bildirimin ulaştığı an sorumluluğun başlayacağı kabul edilse de, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 1999 tarihli bir üyelik sözleşmesinin “kart sahibi, kartının kaybolduğunu veya çalındığını bankaya hemen bildirmiş olsa dahi kartın numarası yurt içi veya yurt dışı yasaklanmış kart listelerine (stop list) girinceye kadar üçüncü kişiler tarafından yapılacak harcamalardan sorumludur” hükmüne dayanarak, kart sahibinin sorumluluğunun bildirim anında değil, bildirimden sonra gerekli tedbirlerin alınmasına yetecek makul süre sonuna dek devam edebileceği görüşü yönünde karar vermiştir.

Kartın Haksız Kullanımı ile İlgili Bazı BAM Kararları:

-(İstanbul BAM, 19. HD., E. 2017/650 K. 2017/535 T.26.4.2017)

“……kredi kartı sahibi, Banka ile sözleşme imzaladığı ve kartın kendi zilyetliğine geçtiği andan itibaren anılan yasa gereğince kendisine tevdi edilen kredi kartını, gerekse bu kartın kullanılması ile ilgili bilgileri koruma ve saklama ile yükümlü olup dava konusu olayda da, para çekme işlemlerinin davacı kart sahibine ait şifrenin kullanılması suretiyle yapılmış olması nedeniyle, gerek açıklanan yasa hükümleri, gerekse imzalanan sözleşme gereğince, kartın üçüncü kişilerce kullanımından davacı kart sahibinin sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacının kartının şifresine ulaşılmış olması, şifrenin güvenli bir şekilde seçilmediğini ya da muhafaza edilmediğini göstermektedir. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2008/12361 E. 2009/2549 ve 27/02/2019 tarihli içtihadında da belirtildiği üzere ATM cihazlarındaki kart yuvalarının kötü niyetli 3.Kişilerinin müdahalelerine açık bırakan ve bu cihazlara telefon düzeneği yerleştirilmesini engelleyecek tedbirleri almayan bankanın asli kusurlu olduğu,kart sahibinin ise banka kartı ve bilgilerini özenli ve güvenli bir şekilde korumak ve kaybolması ya da çalınması durumunda bankayı derhal haberdar etmek zorunda olduğu için müterafik kusurlu olduğu içtihadı doğrultusunda davacının da kartı sıkıştıktan sonra olay yerinden ayrılarak durumdan bankayı haberdar etmeyerek kendisine SMS geldikten sonra bankayı aradığından davacının da müterafik kusurlu olduğu ve davalı bankanın da ATM cihazındaki mekanizmayı kötü niyetli 3. Kişilerin kolayca müdahalelerine imkan taşıyacak şekilde bu konuda yeterli denetim tedbirlerini almadığından davalı bankanın da müterafik kusurlu olduğu kabul edilerek davalı bankanın dava konusu olayda %75 davacının da %25 oranında kusurlu olduğuna ilişkin bilirkişi raporu ve bu doğrultuda verilen mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır…..”

-         Antalya BAM, 3. HD., E. 2018/2188 K. 2019/461 T.8.3.2019

“…..davacının, kredi kartını ve şifresini kendi rızasıyla, dava harici K1'a teslim ettiğini kabul etmesi, adı geçen K1'ın da kredi kartını, şifresini girmek suretiyle davalı şirketin iş yerinde kullanmış olması karşısında davacının ağır kusuru gözetilerek yukarıda belirtilen yasa hükmü uyarınca davalı şirkete yöneltilebilecek herhangi bir sorumluluğun bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır……”

SON MAKALELER