Mala Zarar Verme Suçu

Mala zarar verme suçu Türk Ceza Kanunu’nun “kişilere karşı işlenen suçlar”başlıklı ikinci kısmının “malvarlığına karşı işlenen suçlar” başlıklı onuncu bölümünde 151. Maddede düzenlenmiştir. Suçla korunan hukuki yarar bireyin sahip olduğu mülkiyet hakkıdır. Hırsızlık suçundan farkı zilyetliğe karşı değil mülkiyete karşı işlenen bir suç olmasıdır. Mala zarar verme suçunun işlenebilmesi mülkiyet hakkının söz konusu olduğu hallerde mümkündür. Suçun konusunu ancak başkasına ait mallar oluşturur. Failin suça konu olan malın tam olarak kime ait olduğunu bilmesine gerek yoktur, başkasına ait olduğunu bilmesi yeterlidir.

Türk Ceza Kanunu madde 151: (1) Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hale getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. (2) Haklı bir neden olmaksızın,sahipli hayvanı öldüren, işe yaramayacak hale getiren veya değerinin azalmasına neden olan kişi hakkında yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.”

Suça konu olan malın cinsi önem taşımamakla birlikte az da olsa maddi veya manevi bir değer taşıması gerekir. Sahipsiz mallar suçun konusunu oluşturmaz. Sahipli hayvanlar suçun konusunu oluşturabilir ancak yabani veya başıboş hayvanlar suçun konusunu oluşturmaz. Suçun faili ve mağduru herkes olabilir, yeter ki başkasının malına zarar verilmiş olsun. Kişinin kendi mülkiyetinde bulunan bir mala zarar vermesi suçu oluşturmaz ancak söz konusu eylemin niteliğine göre genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan söz etmek mümkün olabilir.Madde metni incelendiğinde suçun ancak yıkmak,tahrip etmek, yok etmek, bozmak, kullanılmaz hale getirmek, sahipli hayvanı öldürmek eylemleriyle meydana gelebileceği anlaşılmaktadır. Eylemlerin teker teker sayılması sınırlayıcı bir sonuç doğurduğundan doktrinde eleştirilmiştir.

Mala zarar verme suçu şikayete tabi bir suçtur. Soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun şikayetine bağlıdır. Şikayet failin ve fiilin öğrenildiği tarihten itibaren altı ay içinde yapılmalıdır.  Mala zarar verme suçunun düzenlendiği 151. Maddenin 1. ve 2. Fıkrası bakımından uzlaştırma prosedürünün uygulanması gerekir. Uzlaşmaya varılamaması halinde soruşturmaya devam edilir. Mala zarar verme suçu bakımından görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.

Türk Ceza Kanunu 152. Madde - Mala Zarar Vermenin Nitelikli Halleri;

“(1) Mala zarar verme suçunun; a) Kamu kurum ve kuruluşlarına ait, kamu hizmetine tahsis edilmiş veya kamunun yararlanmasına ayrılmış yer, bina, tesis veya diğer eşya hakkında, b) Yangına, sel ve taşkına, kazaya ve diğer felaketlere karşı korunmaya tahsis edilmiş her türlü eşya veya tesis hakkında, c) Devlet ormanı statüsündeki yerler hariç, nerede olursa olsun, her türlü dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğu hakkında, d) Sulamaya, içme sularının sağlanmasına veya afetlerden korumaya yarayan tesisler hakkında, e) Grev veya lokavt hallerinde işverenlerin veya işçilerin veya işveren veya işçi sendika veya konfederasyonlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında, f) Siyasi partilerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve üst kuruluşlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında, g) Sona ermiş olsa bile, görevinden ötürü öç almak amacıyla bir kamu görevlisinin zararına olarak, İşlenmesi halinde, fail hakkında bir yıldan “dört”  yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(2) Mala zarar verme suçunun; a) Yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanarak, b) Toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olmak suretiyle, c) Radyasyona maruz bırakarak, nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanarak, İşlenmesi halinde, verilecek ceza bir” katına kadar artırılır.

(3) Mala zarar verme suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır. Önemle belirtmek gerekir ki, suçun nitelikli halleri şikayete tabi değildir. Düzenlenen nitelikli haller ile korunan hukuki değerler kamu güvenliği, kamu sağlığı ve kamu yararı olduğundan şikayet olmaksızın kamu davası açılır.

Genel kastın varlığı suçun oluşması bakımından yeterlidir. Suçun taksirli hali kanunda düzenlenmediğinden taksirle işlenmesi mümkün değildir. Malı kendisinin zannederek hareket eden fail kasten hareket etmiş sayılamayacağından cezalandırılmaz. Türk Ceza Kanunu 167/1 maddesinde a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin, b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın, c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, Zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.” Hükmü ile şahsi cezasızlık sebepleri düzenlenmiştir.

Cezayı Azaltan Şahsi Sebepleri;

Etkin Pişmanlık

Türk Ceza Kanunu madde 168/1 : “Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflas, taksirli iflas  suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir."

Suçun Belirli Kişilere Karşı İşlenmesi

Türk Ceza Kanunu madde 168/1 : “Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde;ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.”

SON MAKALELER