Günümüzde oldukça sık gündeme gelen sanal paraların kullanımı gün geçtikçe artmakta, kimileri bu sanal paraları yatırım aracı olarak, kimileri ise ödeme yahut para transfer işlemlerinde kullanmaktadır. Sanal paraların küresel dünyada varlığı yok saymak büyük hata olacağı gibi bu kapsamda hukuki durumlarının da iyi tahlil edilmesi gerektiği düşüncesindeyiz.
En geniş manada para ve paranın tarihsel süreci hakkında kısaca değerlendirilme yapmak gerekirse;
Para, mal ve hizmetlerin takasına yarayan araçtır. Paranın dört temel işlevi; değişim aracı olması, değer birimi olması, değer biriktirme aracı olması ve ekonomi politikası belirleyici unsuru olmasıdır.
Mal ve hizmetlerin karşılıklı değiştokuşunu esas alan takas (trampa) yönteminden, emtia paraya, değerli madenlerin takas aracı olarak kullanılması ve altın karşılığı basılan banknotlar olarak süregelen paranın evrimi, 21.yüzyılda çağın gereksinimleri doğrultusunda dijitale, sanala doğru şekil almaktadır. Çeşitli kaynaklar parayı M.Ö. 7. yüzyılda Lidyalıların bulduğunu söylese de yapılan arkeolojik kazılar ışığında yeni bulgularla bu bilgi geçerliliğini kaybedebilir. Parayı Lidyalıların bulduğunu varsayarsak yaklaşık 2800 yıllık geçmişi olan bu kavramın gelişmesinde çeşitli milletlerin katkısı olmuştur. Günümüzde ise milletlerin aksine bir yazılımcı bu tarihi gelişim sürecine kıyasla çok kısa bir zaman içinde oluşturduğu sistem ve birkaç sayfalık kod vasıtasıyla paranın yeni bir tezahürüne yol açma imkanına kavuşmuştur.
Dijital paralar, elektronik ortamda saklanan ve transfere kabil paralardır. İnternet bankacılığı kullanıyorsanız hesabınıza girdiğinizde ekranda gördüğünüz rakam kağıt paranın temsilidir. Elektronik ödemenin ilk örneği olarak, 1980'lerin ikinci yarısında uygulanmaya başlayan kamyon şoförlerinin akıllı kartlara para yükleyip, bu kartlarla yakıt alabilmesi uygulaması gösterilir. Sanal paralar ise dijital paralardır. Yani sanal paraların temsil ettikleri fiziksel bir para yoktur.
Sanal para, 2012 yılında Avrupa Merkez Bankası tarafından; “Genellikle geliştiricileri tarafından kontrol edilen, sınırlı sanal grup üyeleri tarafından benimsenip kullanılan, düzenlenmemiş/regüle edilmemiş, dijital para” olarak tanımlanmıştır. Şubat 2015'te ise “Herhangi bir merkez bankası, kredi kuruluşu veya e-para kuruluşu tarafından ihraç edilmediği halde, bazı durumlarda paranın yerine kullanılabilen bir değerin dijital temsilidir” ifadesi ile tanımlanmıştır. Amerikan Hazine Bakanlığı benzer bir ifadeyle; “Gerçek paranın tüm özelliklerini taşımadığı halde, bazı ortamlarda para gibi kullanılabilen değişim medyası” olarak açıklama getirmiştir.
Kripto para ise şifreli olarak güvenli işlem yapmayı ve ek sanal para arzına olanak sağlayan dijital değerlerdir. Kripto paralar alternatif para birimleri olarak nitelendirilir. Hem dijital ve hem de sanal paralardır.
Bitcoin (BTC), idaresi ve işlemleri merkezi olarak yapılmayan, 2009 yılında tanımlanan kripto paradır. Bir para birimidir ve hiçbir otorite tarafından düzenlenemez, denetime tabii tutulamaz. Bitcoin, Satoshi Nakamoto takma adıyla 2008 senesinde yazılmış olan “Bitcoin: Uçtan Uca Elektronik Ödeme Sistemi” adlı makale ile duyuruldu. 22 Mayıs 2010 tarihinde Laszlo takma isimli bir kullanıcı tarafından sipariş edilen iki adet pizza ile, Bitcoin ilk defa bir alım-satım aracı olarak kullanılmıştır.
Bitcoin'e alternatif olarak çeşitli altcoin’ler tanımlanmış olup hepsinin değeri Bitcoin endekslidir. Bitcoin, 8 basamağa kadar bölünebildiği için 0,00000001 Bitcoin'lik bir işlem yapmak mümkündür. En küçük birime Satoshi adı verilir. Yani, 1 BTC 100 Milyon Satoshi’den oluşur. Cüzdan (wallet) programı yükleyip, Bitcoin alımı-satımı yapılabilir. Bitcoin cüzdanları sayesinde kişiler sahip oldukları Bitcoin'leri saklayıp, üzerlerinde işlem yapabilirler. Sistemde öngörülen BTC miktarı 21 milyonla sınırlandırılmıştır. Kağıt paraların aksine Bitcoin sisteminde hiçbir kuruluş dışarıdan para arz edemez .
Bitcoin kullanımı, çoğu ulusal merkez bankası ve bankacılık düzenleme kurumu tarafından yasaklamamış olup, gerçek ve tüzel kişilikleri karşılaşabilecekleri potansiyel sorunlar hakkında uyarmıştır. Bitcoin'in merkezi bir otorite tarafından denetlenmemesi ve yeni bir teknoloji olması hükümetleri endişelendirmektedir. Bitcoin bir tür kazanç veya bedeldir. Bitcoin kazancı, vergiye tabi tutulduğu taktirde hükümetlerin Bitcoin'e karşı olan tutumunun değişeceğine şüphe yoktur. Brezilya, Kanada, Finlandiya, Bulgaristan ve Danimarka Bitcoin kullanımının vergilendirilmesi hususunda çeşitli düzenlemeler yapan ülkelerden bazılarıdır. Bitcoin'i bir varlık olarak nitelendiren Singapur, Bitcoin’i vergilendirir ve yapılan lokal alım-satımlardan katma değer vergisi almaktadır. Diğer ülkelerin aksine Finlandiya, Bitcoin ile yapılan alışverişleri katma değer vergisinden muaf tutmuştur. Öte yandan, İzlanda, Bangladeş, Bolivya, Ekvador, Kırgızistan ve Tayland çeşitli nedenlerle Bitcoin kullanılmasını yasaklamıştır. Bu nedenlerden bazıları mevcut kanunlara aykırılık, potansiyel finansal tehlike ve rekabeti olumsuz yönde etkileme olarak sayılabilir. Diğer yandan, Japonya 2017’de yaptığı kanun değişiklipiyle Bitcoin’i yasal para birimi olarak kabul etti. Böylelikle devlete olan vergi borçlarının Bitcoin ile ödenebilmesinin önü açıldı.
Kayıtdışı para transferinin asgari zahmet sınırını olukça düşürmesi kripto para piyasa hacmini bir hayli arttırmıştır. Bitcoin piyasasının herhangi bir maddi rezerve karşılık gelmemesi nedeniyle dünya ekonomisi açısından kayıp değer statüsündedir.
Ülkemiz açısından, 25 Kasım 2013 tarihinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından Bitcoin açıklaması yapılmıştır. Bu açıklamaya göre Bitcoin’in, “6493 Sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun” kapsamında olmadığını ve elektronik para statüsünde olmadığı ileri sürülerek gözetimin ve denetiminin mümkün olmadığı ifade edilmiştir. Ek olarak, Bitcoin sisteminde kimliklerin anonim olması, Bitcoin'in yasadışı faaliyetlerde kullanılabileceği, değerinin stabil daha doğru bir tabirle öngörülememesi, dijital cüzdanların çalınma riski ve kaybolabilme ihtimali, uygunsuz kullanılabilmesi ve hata halinde yapılan işlemlerin geri alınamaması açısından birçok riskle karşı karşıya olduğu vurgulanmıştır. Bitcoin'in vergilendirilmesi konusu doğal olarak Türkiye'nin de gündemindedir. Ancak bu konuda bir fikir birliğinin mevcudiyetinden söz etmek mümkün değildir. Türk hukuk sisteminde kripto paralara dair bir düzenleme şimdilik yapılmamıştır. Umut vericidir ki, dünyadaki ilk Bitcoin ATM makinelerinden biri de İstanbul Atatürk Havalimanı’nda hizmete açılmıştır. ATM ile dış hat yolcuları ellerinde kalan bozuk paraları Bitcoin’e çevirebilmekte ve dilerlerse bağış yapabilmektedirler. Kızılhaç ve GreenPeace gibi örgütlere Bitcoin cinsinden bağış kabul etmektedirler.
Her konuda olduğu gibi bu konuda da çağın gerisinde kalmamak adına öncelikle tanımların kesinleştirilmesi, sonrasında ise gerekli kanunların çıkartılması milletimiz adına en hayırlısı olacağı kanaatindeyiz. Aksi halde, yeni oluşan kripto para sektöründe geri kalınmışlık ülkemizi bankacılık, uluslararası ticaret, vergi ve suçla mücadele konularında oldukça yıpratabilir. Devletler ölçeğinden şahışlar ölçeğine geçecek olursak, burada para değeri olan bir metadan bahsediyoruz ve bu meta bir mülkiyet hakkını da beraberinde doğuruyor. Bu metanın, para gibi, mülkiyet hakkının konusu olabilmesi için işlevselliğini kaybetmemesi gerekir. Yani, kripto para ile alışverişinizi yapabilir, borç kapatabilir, borç verebilir, bağışta bulunabilir hatta ve hatta miras bırakabilmelisiniz. Günün sonunda, kripto paralar sizin cebinizdeki banknotlardan ve hesabınızdaki rakamlardan farklı bir hukuki statüye sahip olmamalı ki gerek devlet gerek şahıs açısından erişilebilir ve uygulanabilir olsun.
Hukuk düzleminde kripto para kullanılarak yapılan işlemlerin ispatlanması konusu bir hayli zordur. Resmi makamlar tarafından kripto paranın bir mal varlığı değeri oluşturmaması, bu noktada en temel sorundur. Öyle ki, kripto para alacağına dayanarak icra takibi başlatması bugün pek mümkün değildir. Mevcut hukuk sistemi kripto para ile yapılan işlemi ödeme olarak nitelendirmemektedir. Herhangi bir hak ihtiva etmeyen kripto paranın kullanabilirliği şimdilik oldukça sınırlıdır.
Takip edilemeyen bu sistem beraberinde suç çevrelerinin ilgisini uyandırmıştır. Anonim olması sebebiyle “kara para” aklamanın en popüler yöntemlerinin başında gelmesi, kripto paranın akıllarda oluşturduğu en büyük soru işaretidir. Kripto paranın direkt olarak suç unsuru oluşturduğunu belirtmek mümkün olmasa da ekonomik suçların işlenmesi açısından zemin hazırlar mahiyettedir. Bitcoin ve türevleri, kara para aklama, dolandırıcılık ve terörist gruplara finansman sağlanma gibi çeşitli suçların failleri tarafından tercih ediliyor. Bu şekilde kaçırılmak istenen mebla hukuk kurallarının etrafından dolaştırılıyor .Farazi bir örnek olarak, uyuşturucu satıcısının ağ üzerinden kripto para karşılığı satış yapması ve elde ettiği geliri kumar sitesinde bir miktar döndürerek sonrasında nakte çevirmesi gösterilebilir.
Sanal paralar, internet mecrasında dolandırıcılık suçunun konusu olabilir. İnternet üzerinden satışa konan bir ürünün ödemesi sanal para ile yapılırsa, satıcının ürünü teslim etmemesi halinde iyiniyetli alıcının başvurabileceği herhangi bir yargı yolu mevcut değildir. Ödeme kaydının tutulmaması, işlemin anonim olması ve işlemin geriye alınamaması dolandırıcılık suçuna resmen mahal sağlamaktadır.
Terörizmin finansmanında elektronik paranın kullanılması gerçek paranın Bitcoin’e çevrilip teröriste transferi ve teröristin Bitcoin’i nakte çevirmesi suretiyle gerçekleşir. Türk hukuku açısından, 2006 tarihli 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’un 2. maddesi, 2008 tarihli Suç Gelirlerinin Aklanması ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik’in 3. maddesi, 2013 tarihli 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun’un 2. maddesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 282. maddesi ilgili mevzuat olarak gösterilmiştir.
Devletin sanal para birimleri konusunda pasif davranması ve teknolojik gelişmeleri takip etmemesi, vergi kaçakçılığı, dolandırıcılık, para aklama suçlarının işlenmesine zımni bir onay verme hali olduğu düşünülebilir. Sonuç olarak, kripto para Bitcoin fazlasıyla yeni bir kulvardır. Üretilen teknoloji taktire şayan olsa da beraberinde birçok belirsizliği peşinde sürüklemiştir. Bitcoin’in, bankaların ve hükümetlerin çıkarlarını zedeleyeceği öngörülse de bu otoriteler yapacakları düzenlemelerle bu durumu kendi lehlerine çevirmeleri olasıdır. Ülkemizin bu değişim ve yenilenmeye en kısa sürede adapte olması, koruyucu ve teşvik edici düzenlemelerin yapılması uzun vadede artı değer yaratmada önemli hamleler olduğu düşüncesini taşıyoruz. Riskler dahilinde, Bitcoin pazarından gelir elde etmemiz için Bitcoin Borsası’nın kurulması fikri devlet büyüklerimizce ciddi olarak değerlendirilmeli, gerekli talimatlar verilip yapılan araştırmalar ışığında operasyon haritası oluşturulmasında geç kalınmaması gerektiği düşüncesindeyiz.
Kaynaklar
A. Güzeloğlu, T. Kurban, “Kripto Para Birimleri: Hukuk Ve Vergi Özelinde Kısa Bir Bakış”.
Abdurrahman Çarkacıoğlu, Sermaye Piyasası Kurulu Araştırma Dairesi, “Kripto-Para Bitcoin”, Aralık 2016.
Armağan Ebru Bozkurt Yüksel, “Elektronik Para, Sanal Para, Bitcoin Ve Linden Doları’na Hukuki Bir Bakış”.
Mahfi Eğilmez, “ Kendime Yazılar, Bitcoin”, Kasım 2013.
Özgür Koca, “Bitcoin Özelinde Kripto Para Gerçeğinin Hukuki Açıdan İncelenmesi”, Aralık 2015.
Satoshi Nakamoto, “Bitcoin: A Peer-to-Peer Electronic Cash System”, Mayıs 2009.