Türk Ceza Kanunu'nda Hakaret Suçu (TCK madde 125)

 

Günümüzde internete erişimin kolaylaşması, sosyal medya sitelerinin artması ve insanların yaşadıklarını, düşüncelerini, anılarını,gündelik olaylarla ilgili yorumlarını sosyal çevreleri ile bu siteler üzerinden kolaylıkla ve eş zamanlı olarak paylaşabilmesi internet kullanımımızı da ciddi şekilde artırmış ve hatta bağımlılık boyutuna taşımıştır. İnternet kullanımının ve özellikle facebook, twitter, instagram, youtube vb. gibi sosyal medya sitelerinin kullanımındaki bu artış sosyal hayatımızı da etkileyerek gündelik hayattaki diyalog ve iletişimin de bu mecralara taşınmasına neden olmuştur.Kullanıcıların sosyal medya sitelerinde, iletişim kurulan kişi ya da kişiler ile yüz yüze olmaması, kimi zaman kimlik bilgilerini açıklamasına gerek olmaksızın sitelerde paylaşım yapılması ve kendilerine ulaşılmasının gerçek hayattakinden farklı olarak biraz daha zor olması gibi nedenler, kendilerini daha rahat ve kimi zaman yasal sınırları aşacak şekilde ifade etmelerine ve paylaşım yapmalarına neden olmaktadır. Bu gibi paylaşımlar da kimi zaman paylaşımın muhatap ya da muhataplarının onur, kişilik ve saygınlığını zedelemekte ve kişilerin kanun tarafından korunan kişilik haklarını ihlal edebilmektedir. Bu nedenle, bu yazımızda sosyal medya kullanımının artışı ile yukarıda kısaca belirttiğimiz nedenlere bağlı olarak suç sayısında ciddi şekilde artış yaşanan TCK madde 125’te düzenlenen hakaret suçuna değineceğiz.

Hakaret suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Şerefe Karşı Suçlar başlıklı bölümünde, 125. maddede düzenlenmiştir. Yine Kanunun “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” başlıklı dördüncü kısımda, TCK md. 299’da “Cumhurbaşkanı’na hakaret”, TCK md. 300’de “Devletin egemenlik alametlerini aşağılama”, TCK md. 301’de “Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçları düzenlemiştir. Ancak yukarıda belirtildiği üzere bu yazımızda özellikle sosyal medya üzerinden işlenen hakaret suçu TCK md. 125 kapsamında değerlendirilecek olup, diğer suçlara değinilmeyecektir.

 

TCK madde 125. ;

“(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (...) (1) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.

(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

(3) Hakaret suçunun;

a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,

b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,

c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,

İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

(4) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.

(5) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak,bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.”  hükümlerini içermektedir.

 

Hakaret suçunda korunan hukuki değer, kişinin onur, şeref ve saygınlığıdır. Bu husus, madde metninin gerekçesinde de konu koyucu tarafından, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığıdır, şeklinde açıklanmıştır. Kanundaki düzenlemeye göre,suçun faili gerçek kişi olarak herkes olabilecekken, yine herhangi bir kimseninde bu suçun mağduru olabileceği düzenlenmiştir. Ancak ölülerin bu suçun mağduru olması söz konusu değildir. Bu halde, TCK md. 125’ten değil, halin varlığı halinde kişi, TCK md. 130’da düzenlenen kişinin hatırasına hakaretten sorumlu tutulabilecektir. Hakaret suçu işlenirken kişinin adı belirtilmemiş dahi olsa,TCK md. 126 gereği, fiilin niteliği gereği eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılacaktır.

Ø “…sanığın twitter isimli sosyal paylaşım sitesinden paylaştığı tweet ve retweetlerdeki ifadelerle, suçun işlendiği tarihler, paylaşımlarda kullanılan ifade ve resimlerden yola çıkılarak açıkça katılanı kastettiğinin anlaşılması ve bu paylaşımların küçük düşürücü, onur, şeref ve saygınlığı rencide edici boyutta olması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluştuğu gözetilmeden beraat kararı verilmesi,” (Yargıtay 18. CD., E. 2016/12944 K. 2018/5756 T. 18.4.2018)

 

Hakaret suçu, şikâyete bağlı suçlardan olup, hakaret suçunu işleyen kişi hakkında soruşturma açılması ve cezalandırılması ancak mağdurun şikâyeti ile söz konusu olabilecektir. Ayrıca hakaret suçu, huzurda ve gıyapta olmak üzere iki şekilde işlenebilir.

Hakaret suçunun, kişi ya da kişilere doğrudan doğruya,aracısız olarak işlenmesi halinde suçun huzurda işlenmiş olduğu kabul edilecek olup, sosyal medya üzerinden yapılan hakaret içerikli paylaşımlar da bu kapsamda değerlendirilecektir.

Hakaret suçu örneğin,bir kimseye “serseri”, “alçak”, “hayvan”, “fahişe”, “hırsız”, “manyak” denmesi gibi ifadelerle sövmek şeklinde işlenebileceği gibi, kişiye, “hırsızlık yapmıştır”, “rüşvet almıştır” gibi bir fiil veya olgunun isnadı şeklinde de işlenebilecektir. Bir ifadenin sövme kabul edilip edilmemesi konusunda tereddüde düşülen hallerde, tabirlere anlam verilirken fiilin işlendiği bölgenin özellikleri, o kelimelere verilen anlam, örf ve âdetler ile fiilin işlenmesi sırasındaki hal ve şartlarında dikkate alınması gerekmektedir.

Ø “…Ne tür eylem ve sıfatların onur ve saygınlığı ihlal edici olduğunu belirlemede ölçüt, toplumda yer, zaman ve boyut itibariyle örf ve adet ile özellikle pozitif hukuk kaideleridir.” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2001/9-132 E. 2001/155 K.)

 

Yargıtay, twitter adlı sitede başkası tarafından yazılarak paylaşılan hakaret içerikli ifadelerin retweet edilerek paylaşılması halinde de hakaret suçunun işlendiğini kabul etmiştir.

Ø “...sanığın twitter isimli sosyal paylaşım sitesinden paylaştığı tweet ve retweetlerdeki ifadelerle, suçun işlendiği tarihler, paylaşımlarda kullanılan ifade ve resimlerden yola çıkılarak açıkça katılanı kastettiğinin anlaşılması ve bu paylaşımların küçük düşürücü, onur, şeref ve saygınlığı rencide edici boyutta olması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluştuğu gözetilmeden beraat kararı verilmesi,” (Yargıtay 18. CD., E. 2016/12944 K. 2018/5756 T. 18.4.2018)

 

Ø “…suça konu paylaşımların müştekiye hitaben yazılmış "pislik,namert, edepsiz, yalancı, silah kaçakçısı, çirkef, imansız, izzetsiz, rüşvetçi,salyasını akıtan, şerefsiz.." şeklinde hakaret sayılabilecek sözler içeren paylaşımlar olması, bu paylaşımların şüpheli tarafından retweet edildiğinin savunmada kabul edilmesi ve taraflar arasında önceden görülen kamu davasının bulunması hep birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair yeterli delil ve şüphenin elde edildiği gözetilerek itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” (Yargıtay 18. CD., E. 2018/7790 K.2019/1445 T. 16.1.2019)

 

Sosyal medya sitelerindeki kullanıcı hesap bilgilerinin çalınması veya başkası tarafından izinsiz olarak kullanıcı hesaplarına erişimde sosyal medya hesapları açısından sıklıkla karşılaşılabilen bir güvenlik sorunudur. Bu gibi durumların varlığı halinde Yargıtay, hesabın adına kayıtlı olduğu kullanıcı tarafından suç unsuru taşıdığı iddia edilen paylaşımın kendisi tarafından yapılmadığı yönündeki itirazlar göz önünde bulundurularak,paylaşımların hesabın adına kayıtlı olduğu kişi tarafından yapılıp yapılmadığının teknik inceleme ile tespit edilmesi gerektiği yönünde kararlar vermiştir.

Ø  “dosya içerisindeki sanal devriye açık kaynak tespit formu ile bir belediye otobüs durağının camına yazılmış katılana yönelik ifadeye kişinin resimleri arasında rastlanıldığının belirtilmesi, Twitter Inc. vekillerinin 05.01.2015 tarihli dilekçeyle suça konu twitter kullanıcısına ait IP adresleri ile ilgili bilgilerin istenebileceği adresin bildirilmiş olması karşısında;suça konu twitter adresine giriş yapılan bilgisayar "IP'lerinin belirtilen tarih ve saatte hangi abone tarafından kullanıldığının ve o abonenin kimlik ve açık adres bilgilerinin belirlenmesi, üyelik işlemlerinin yapıldığı bilgisayarın internet servis sağlayıcısı ve internet servis sağlayıcısı tarafından verilen IP adresinin tespit edilmesi, IP adresini kullanan abonenin sanıkla bağlantısı araştırılıp, gerektiğinde sanığın kullandığı bilgisayarlar üzerinde bilişim uzmanı bilirkişi marifetiyle inceleme yapılarak, söz konusu yazışmaların sanığın kullanımında olan bilgisayar aracılığıyla oluşturulup oluşturulmadığı, profil oluşturulurken kullanılan e-posta adresinin sanığa ait olup olmadığı, suça konu sözlerin paylaşıldığı kişilerin sanık ile bağı,twitter hesabı üzerinden yapılan yazışmalar ve takip edilen alanlar araştırılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,” ( Yargıtay 18. CD., E. 2016/5288 K. 2018/4919 T.3.4.2018)

 

Ø  İnceleme konusu somut olayda; sanığın twitter hesabından katılana hakaret ettiği gerekçesi ile mahkûmiyet kararı verilmiş ise de, sanığın, suça konu hakaret içeren yazıların yazıldığı "@c..." isimli twitter hesabının kendisine ait olmadığını ve bu yazıları kendisinin yazmadığını savunması,dosyada bu hesabın sanığa ait olduğu veya sanık tarafından kullanıldığına dair teknik bir araştırma yapılmadığının anlaşılması karşısında, söz konusu tweetlerin sanık tarafından atılıp atılmadığı hususu teknik yöntemlerle araştırılıp sonucuna göre sanığın hukuksal durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden hüküm kurulması hukuka uygun bulunmamıştır. (Yargıtay 18. CD., E. 2015/33358 K.2016/663 T. 18.1.2016 )

 

Ø  “Sanığın aşamalarda facebook üzerinden mesajları kendisinin paylaşmadığını savunması karşısında, dosya kapsamına göre suça konu facebook hesabında paylaşıldığı kabul edilen hakaret içerikli mesajların, sadece şikayet dilekçesi ekindeki “siyah beyaz ekran çıktısı” na dayanılarak varlığının kabul edildiği somut olayda, facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde, şikayet dilekçesi ve dayanağı ekindeki mesajların paylaşılıp paylaşılmadığının tespit edilmesi, mesajların varlığının tespit edilmesi halinde suça konu paylaşımların yapıldığı facebook hesabının kime ait olduğunun tespiti için, sosyal paylaşım sitesinin yer sağlayıcısı olan şirketten, tespit edilen mesajların ne zaman ve hangi IP numaralarından geldiğinin sorulması, daha sonra da tespit edilecek IP numaralarının kime ait olduğu araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm kurulması,” (Yargıtay  18. CD., E. 2016/10590 K. 2019/936 T.9.1.2019)

 

Yazımızda özetle, TCK md. 125’te düzenlenen hakaret suçunun unsurlarına, genel tanımına ve sosyal medyada hakaret suçunun uygulamada karşılaşıldığı hallerine ilişkin olarak Yargıtay kararlarına yer verilmiştir. Bununla birlikte, hakaret suçunun işlenmesi halinde suçu işleyen kişinin sadece ceza davası ile değil ayrıca hakkında açılabilecek bir manevi tazminat davası ile de karşılaşması muhtemeldir.

SON MAKALELER